Avrupa Yapısal Çelik Birliği’nin (ECCS) 2009-2010 Dönemi Başkanı olduğunuzda söyleşi gerçekleştirmiştik sizinle, aradan 4 yıl geçti ve 2014-2015 Dönemi ECCS Başkanlığı yeniden Türkiye’de. Öncelikle kutluyoruz ve sormak istiyoruz, bu kadar kısa sürede yeniden ECCS Başkanı olmayı bekliyor muydunuz? Nasıl gelişti bu süreç?
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI TİRYAKİOĞLU: Evet, aradan çok da fazla bir zaman geçmeden ECCS Başkanlığını yeniden Türkiye aldı. Bunda hem Türkiye’nin çelik yapılar alanındaki ilerleyişinin hem de Türk Yapısal Çelik Derneği olarak ECCS’deki çalışmalarımızın büyük etkisi var. Her ne kadar çelik yapılar Türkiye’de istenilen düzeylere ulaşmaktan çok uzak olsa da, özellikle son 10 yıldır dikkat çekici bir gelişme kaydedildi. Her ay bir çelik havalimani yapısının açılışına tanık olduk. Hemen her ilde stadyumlar, spor salonları yapılıyor ve bu yapılar elbette çelik malzeme ile gerçekleştiriliyor. Avrupa’nın en yüksek ikinci yapısı İstanbul Avcılar’da yapılan Hilton Double Tree bütünüyle yerli tasarımcılar ve imalatçıların başarısı. Aynen Haliç’te yerli-yabancı kuruluş konsorsiyumu ile gerçekleştirilen Haliç Metro Köprüsü gibi. Dünyanın pek çok bölgesinde Türkiye’de imal edilerek götürülüp yerinde montajı yapılan, etkileyici çelik yapı projeleri, uluslararası yarışmalarda ödüller alıyor ve bu projelerde yabancı ortaklarla birlikte çalışan yerli çelik kuruluşlarımızı görüyoruz.
Bir yandan çelik yapılar alanında Türkiye’nin bu hızlı yükselişi devam ederken, diğer yandan da Türkiye’de uluslararası camianın dikkatle izlediği büyük hacimli projeler söz konusu. 3. Havalimanı, 3. Boğaz Köprüsü, İzmit Körfez Geçiş Köprüsü gibi… Bu durum elbette ECCS bünyesinde de bir ilgi oluşturdu.
Ayrıca Türk Yapısal Çelik Derneği kurulduğu 1992 yılından bu yana ECCS’de aktif olarak yer aldı ama özellikle son 5 yıldır daha da belirgin bir şekilde varlık gösterdi. 2010 yılında gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Sempozyum ve ECCS Genel Kurul Toplantılarını İstanbul’da gerçekleştirdikten hemen sonra, birlikte İstanbul’da Rüzgar Enerji Santralleri (RES) Kuleleri konusunda ortak bir seminer düzenledik. Bu seminerden sonra çok sayıda seminer ve kurs peş peşe geldi. Çelik yapılarda yangın tasarımı konusunda yerli ve yabancı uzmanlarla seminer ve kurs gerçekleştirdik. Çelik yapılarda deprem tasarımı seminer ve kursunu birkaç kez tekrarladık. Hafif çelik yapılar konusunda seminer, kurs yaptık ve Türkiye’deki eksiklikleri belirleyip sorunlara uygun çözümler üretmek için bir çalıştay gerçekleştirdik. Bu ortak seminer ve kursların yanı sıra ECCS bazı teknik komite toplantılarını Türkiye’de yaptı. Deprem Komitesi ve iki kez de Köprü Komitesi, yerli yabancı çok sayıda uzmanın katılımı ile İstanbul’da toplandı. ECCS’in Tanıtım Kurulu Başkanlığı’na 2 yıl önce Türk Yapısal Çelik Derneği Başkan Yardımcısı H. Yener Gür’eş seçildi. 2010’daki ECCS Başkanlığımızdan sonra yaşanan tüm bu gelişmeler sonrasında da ECCS Genel Kurul’unda 2014-2015 Dönemi’nde de Başkanlığın Türkiye’ye verilmesi konusunda bir fikir birliği oluştu.
9 Eylül 2014 tarihinde İtalya’da gerçekleştirilen ECCS Genel Kurulu’nda yapılan törenle ECCS Başkanlığını Prof. Dr. Raffaele Landolfo’dan devraldınız. “ECCS’in İlk Kadın Başkan” ünvanınızın yanına şimdi “4 Yıl Aradan Sonra İkinci Kez ECCS Başkanı” ünvanı da eklendi. Bu bahsettikleriniz önemli gelişmeler, neredeyse Türk Yapısal Çelik Derneği ECCS’e de ivme veren bir duruma gelmiş gibi diyebilir miyiz?
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI TİRYAKİOĞLU: Bu şekilde söylemesek bile, çok etkili ilişkiler geliştirdiğimizi söyleyebiliriz. ECCS 60. Yılını kutlayan bir kuruluş, Türkiye olarak biz de 22 yıldır ECCS üyesiyiz. ECCS’in amacı; ilgili standartları geliştirerek yapısal çelik kullanımını artırmak, yapısal çelik endüstrinin yararına araştırma geliştirme projeleri geliştirmek, tüm ilgili taraflar arasında işbirliğini geliştirme, eğitim, proje izleme ve tanıtım etkinlikleri ile Avrupa ve ülke pazarlarında yapısal çeliğin kullanımını artırmak, inşaat yönetimi, çeşitli satın alma yöntemleri ve yenilikçi ürünler ile süreçlere ilişkin yeni yöntemlerin tanıtımını sağlamak, şeklinde özetlenebilir. Türk Yapısal Çelik Derneği’nin kuruluş amacı ile çok yakın. Dolayısıyla ECCS ile her zaman çok yakın ilişkiler içinde olacağız.
Örneğin ben şu an ECCS Başkanıyım, TUCSA Başkan Yardımcımız Yener Gür’eş ECCS Tanıtım Kurulu Başkanı, TUCSA Kurucu Üyesi ve Yönetim Kurulu Üyesi Selçuk Özdil ECCS Mimarlık Komitesinde, TUCSA Teknik Müdürümüz Dr. Berna Aydöner, TUCSA Üyeleri İlker İbik, Yard. Doç. Dr. Cüneyt Vatansever, Cem Haydaroğlu, Dr.Kerem Peker, Yard. Doç. Dr. Serdar Selamet, Nuri Çelebi ve Cenan Özkaya ECCS’in farklı komitelerinde yer alıyor, toplantılara katılıyor, oradaki çalışmaları Türkiye’ye taşıyor. İvme değil belki ama ECCS’de ilk kez bizlerin gündeme taşıdığı, geliştirdiği ve hayata geçirdiği çalışmalar var. Örneğin, “ECCS Academy” oluşumu bizlerin önerisi ile kuruldu ve Türkiye’de ortak gerçekleştirilen kurslarda başarılı olanlara ECCS Akademi sertifikaları verilmeye başlandı. ECCS Akademisi (ECCS Academy), geçen yıl ECCS yayınlarının yazarlarından ve uzmanlardan oluşan eğitim kadrosu ile üye ülkeler başta olmak üzere, çeşitli ülkelerde eğitimler düzenlemek için H. Yener Gür’eş koordinatörlüğünde kurulmuştu.
Diğer yandan ECCS’in tüm teknik yayınlarını Türkiye’ye uygun şekilde temin edilmesini sağlıyoruz. ECCS tarafından düzenlenen Çelik Yapı Tasarım Ödülleri’ ne Türk projelerinin katılmasını ve de aynı şekilde Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmalarında öğrencilerimizin yer almasını sağlıyoruz.
Yine bu yıl ilk kez gerçekleştireceğimiz bir etkinliğimiz daha var, Çelik Yapılar Öğrenci Çalıştayı. ECCS üyesi ülkelerden mimarlık ve inşaat mühendisliği bölümlerinde öğrenim gören öğrenciler İstanbul’a gelip buradaki öğrencilerimizle bir hafta boyunca zaman geçirecek, tanışacak, bilgi alışverişinde bulunacaklar. Çelik yapılarımıza götüreceğiz onları, uzmanlarımızla tanıştıracağız ve İstanbul’u gezdireceğiz.
Aralık ayı içinde gerçekleştirdiğiniz 15. Yapısal Çelik Günü’nde sahiplerini bulan 2014 Sektör Ödülleri Töreni’nde de dile getirildi ki, Türk Yapısal Çelik Derneği Türkiye’de üretilen çelik yapıların ECCS’de ödül almasına da destek oluyor. Bunun önemini bir de sizden dinlesek…
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI TİRYAKİOĞLU: Daha önceleri, Türkiye Çelik Yapı Tasarım Yarışmaları her iki yılda bir yalnızca ECCS’in düzenlediği Avrupa Çelik Yapı Tasarım Ödülleri’ne gönderilecek bir projeyi seçmeyi hedefliyordu ve jüri yalnız bu projeyi belirliyordu. Türkiye Çelik Yapı Tasarım Yarışması ilk defa 2013 yılında değişik kategorilerde ödüllerin verildiği bir yarışma olarak düzenlendi ve Türk Yapısal Çelik Derneği tarafından “Sektör Ödülleri Töreni” kapsamında üç kategoride birer projeye ulusal ödüller verildi. Bu projeler arasından jüri tarafından belirlenen bir proje; Çelik Radar Kuleleri Milano’da ECCS European Steel Design Awards 2013 Ödülü’nü de aldı.
Türk Yapısal Çelik Derneği, 2013 yılındaki başarılı deneyimi göz önüne alarak, bu yıl Ulusal Çelik Yapı Ödülü 2014 yarışmasını düzenledi. 2014 yılında, jüri tarafından yapılan değerlendirmeye göre üç çelik yapı projesi Ulusal Çelik Yapı Ödülü’ne değer görüldü ve 15. Yapısal Çelik Günü’nde ödüller sunuldu. Şimdi ödül alan projelerden biri Ulusal Çelik Yapı Ödülü’ne ilave olarak ECCS tarafından yayımlanacak şartname ölçütlerine göre European Steel Design Awards 2015 tasarım ödülüne de aday gösterilmeye hak kazanacak.
Avrupa Çelik Yapı Tasarımı Ödülleri (European Steel Design Awards), Avrupa Yapısal Çelik Birliği (ECCS) tarafından iki yılda bir (tek yıllarda) düzenlemektedir. Avrupa Çelik Yapı Tasarımı Ödülleri’ne, ECCS üyesi olan ülkeler birer proje ile katılmaktadır. Türk Yapısal Çelik Derneği, 1997 yılından itibaren Türkiye’den seçilen projeleri ECCS’in bu yarışmalarına göndermeye başladı, böylece Türk mimar ve mühendislerinin gerçekleştirdikleri çelik yapılar, içinde bulunduğumuz 2014 yılına kadar 9 kez ECCS Ödüllerini almış oldular. ECCS şartnamesinin belirlenmesinden sonra yapılacak değerlendirme ile belirlenecek proje bu yıl İstanbul’da yapılacak ödül töreninde sahibini bulacak. ECCS’de bir de çelik köprüler için ödül var. ECCS tarafından 2008 tarihinden itibaren iki yılda bir çift yıllarda düzenlemekte. Üç kategoride yapılan yarışmada karayolu ve demiryolu köprüleri, üst yaya geçitleri ve büyük köprü tadilatları ve yenilemeleri kategorileri bulunuyor. Bu yarışmanın Avrupa Çelik Yapı Tasarımı Ödülleri’nden en büyük farkı yarışmaya katılım şekli. Buna göre, ECCS üyesi her bir ülkeden istenen sayıda proje yarışmaya katılabilmekte. Bugüne kadar yapılan üç yarışmaya Türkiye’den bir proje katıldı. 2010 yılında İstanbul’da yapılan Avrupa Çelik Köprüler Ödülleri-2010 yarışmasına katılan proje, Yapı Merkezi tarafından gerçekleştirilen ve çelik imalatı KARÇEL tarafından yapılan Sudan Halfai Köprüsü projesidir. 8. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumu’nun 2015 yılında İstanbul’da yapılacak olmasının da itici gücüyle Avrupa Çelik Köprüler Ödülleri-2016 yarışmasına Türkiye’den daha çok köprü projesinin katılması bekliyoruz.
Evet şimdi 8. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumu’na gelelim isterseniz. 2015 Eylül’ünde “8. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumu” düzenliyorsunuz. Bu organizasyonun detaylarını alabilir miyiz sizden?
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI TİRYAKİOĞLU: Türk Yapısal Çelik Derneği ECCS Başkanlığını 9 Eylül 2014 - 17 Eylül 2015 tarihleri arasında yürütüyor, bunun sonucu olarak ECCS 2015 yıllık toplantılarına İstanbul’da ev sahipliği yapılacak. Bu kapsamda, 14-16 Eylül 2015 tarihlerinde “8. Uluslararası Çelik Köprü Sempozyumu 2015: Yaratıcı ve Yenilikçi Gelişmeler (8th International Symposium on Steel Brıdges: Innovation & New Challenges)” ile birlikte “ECCS Çelik Yapı Tasarım Ödülleri ve ECCS’in 60. Yıl kutlamaları gerçekleştirilecek.
8. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumu Wyndham Grand İstanbul Kalamış Marina Hotel’de yapılacak. Sempozyumun TUCSA’ya yakışır ve dünyaca kabul edilen kriterlerde gerçekleşmesi için öncelikle bir Sempozyum Hazırlık Ekibi kurduk. Bu ekibin yaptığı titiz çalışmalar sonucunda organizasyonun paydaşları belirlendi, organizasyon komitesi ve sekreteryası, bilim kurulu oluşturuldu, takvimi belirlendi. Oldukça geniş bir kitleye duyuru yapıldı, sonrasında belirlenen konu başlıklarında bildiri özetleri toplandı. Gönderilen bildiri özetleri ön değerlendirmeden geçti ve hazırlıklar adım adım ilerliyor. Konunun bu kadar spesifik olmasına karşın şaşırtıcı bir ilgi oldu ve 32 ülkeden 150’nin üzerinde bildiri başvurusu yapıldı.
Yoğun bir programa hazırlanıyoruz. 3,5 gün boyunca 3 ayrı salonda paralel oturumlarımız olacak. Dünyaca ünlü konunun uzmanları Türkiye’ye gelip özel konuşmacı olarak görüşlerini paylaşacaklar. Türkiye’deki dünyanın mühendislik camiasının merakla takip ettiği projelere, teknik gezilerimiz olacak. ECCS’in 2 yılda bir gerçekleştirdiği Çelik Yapı Tasarım Ödülleri bu sempozyum programı içinde İstanbul’da gerçekleştirilecek. Hem Türkiye’den hem de dünyanın pek çok ülkesinden çelik yapı projelerini gerçekleştiren mimarlar, mühendisler, çelik imalatçıları, bu yapıların sahipleri, bu etkinlik çerçevesinde İstanbul’da ödülleriyle buluşacak. Akşamlarında keyifli etkinliklerimiz olacak. İlk gece boğazda tekne gezisi ile başlayacak program, ikinci gece Adile Sultan Sarayı’nda yapılacak Gala Gecesi ile renklenecek. Sempozyumun son gecesinde otelde yapılacak ECCS Yemeği’nde Türkiye’deki sektörün temsilcisi isimler, ECCS temsilcileri ile tanışma şansını bulacak.
Sempozyumla birlikte hazırlanan ECCS Genel Kurul Toplantıları da bu program çerçevesinde 16-17 Eylül 2015 tarihlerinde yine Wyndam Otel’de gerçekleştirilecek. ECCS Tanıtım ve Teknik Kurul Toplantıları, Komite Başkanları Toplantısı ve nihayetinde ECCS Genel Kurul Toplantısı İstanbul’da yapılacak.
Önceki ECCS Başkanlığınızda İTÜ İnşaat Fakültesi’nde idiniz. Oradan ayrıldıktan sonra Yeditepe Üniversitesi’ne geçtiniz ve orada da İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı oldunuz. TUCSA ve ECCS Başkanlığından da bağımsız olarak yapı sektörümüze nitelikli mühendis yetiştirme konusunda Türkiye’ye yaptığınız katkı da eşsiz. Özellikle öğrencilerinizi çelik yapılara heveslendirmek için gösterdiğiniz çaba da takdir edilesi…
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI TİRYAKİOĞLU: Ben öğrencilerime de Türk Yapısal Çelik Derneği olarak organize ettiğimiz tüm toplantılarda da “Doğru projelendirilen, doğru malzemeyle doğru imal ve inşa edilen yapı güvenlidir. Yapılarınız için, ehil kişi ve kurumlarla yola çıkın, ancak yapılan her işi de kontrol edin ve ettirin. Bunlardan biri olmazsa, yapınızın güvenliğini sorgulamak gerekir.” derim. Malzeme fanatikliği yapmam. Yoksa, “yapınız çelik olursa depreme dayanıklı olur, çelik olmazsa çöker” gibi bir yaklaşım doğru ve bilimsel değildir. Eğer amacımız, Türkiye’de binaların dayanıklılık açısından güvenli, çevresel, sosyal ve ekonomik açıdan sürdürülebilir olmasını sağlamak ise, koşullara en uygun malzeme ile en uygun tasarım esas olmalıdır. Her malzemenin koşullara göre avantaj ve dezavantajları var. Burada önemli olan, malzemelerin avantajlarını yeterince bilmek ve onların bu özelliklerini göz önüne alarak en uygun malzemeyi seçmektir. Bu malzeme koşullara göre çelik, çelik-betonarme karma (kompozit), betonarme, ahşap veya başka bir malzeme olabilir. Öğrencilerime de bunları aktarıyorum ve çelik yapıların özellikleri ve tasarımı hakkında bilgi sahibi olmasını, gerekli olduğu durumlarda kullanmaktan çekinmemesini istiyorum. Türkiye’de 19. Yüzyılın sonlarında ve 20. Yüzyılın başlarında çok güzel çelik yapı örnekleri olmasına karşın, daha sonra 21. Yüzyıla girene kadar çelik yapılar adeta ihmal edildi, yok sayıldı. Yapı bir ülkenin kültürünün aynasıdır. 2000’lerin başlarına kadar Türkiye’de yapısal çelik malzeme, onu tasarlayacak ve uygulayacak mimar ve mühendis sayısı, imalatı gerçekleştirecek kaliteli tesisler gerçekten yetersizdi. Ancak son 15 yıl içinde bu alanda çok önemli gelişmeler kaydedildi. Şu anda çelik yapı sektörümüz; Afrika, Orta Doğu, Orta Asya, Rusya ve Balkanlar bölgelerinin tercih edilen çelik yapı imalatçısı konumunda. Bunda da çelik yapılar konusunda bilimsel çalışma yapan tüm üniversitelerin ve akademisyenlerin önemli bir rolü var.
Türkiye’de Başarılı Güçlü Kadın çok da fazla gördüğümüz bir durum değil. Bu açıdan da hayatınız boyunca gösterdiğiniz başarı gelecek nesillere de örnek olmalı, ne dersiniz?
Prof. Dr. Nesrin YARDIMCI TİRYAKİOĞLU: Liseyi bitirirken tek amacım İstanbul Teknik Üniversitesine girmekti. Kardeşimin önerisi ile İnşaat Fakültesine girdim ve o günden itibaren de hiç pişman olmadığım gibi mesleğimi çok da sevdim. Ailemi her zaman yanımda buldum ve her konuda beni desteklediler. Anneanne, babaanne ve büyük hala oldum; en büyüğünden en küçüğüne hepsine çok düşkünüm. Üniversiteye yeni girecek genç kızlar ve özellikle de aileleri tarafından bana şıkça sorulan bir soru var; “İnşaat mühendisliği kadınlar için uygun mu?” diye. Hiçbir meslekte cinsiyet ayırımı yapılmaması gerektiğinin hararetli bir savunucu olduğum gibi, benim ve çevremdeki kadın inşaat mühendisi arkadaşlarımın özgeçmişlerine bakanlar bu sorunun yanıtını bulurlar diye düşünüyorum ve soranlara da bu cevabı veriyorum Öğrencilik yıllarımdan başlayarak çelik yapılara hep ilgi duydum. Bu nedenle de Türk Yapısal Çelik Derneği benim mesleğimin ve işimin ayrılmaz ve çok önemli bir parçası. Dernek etkinlikleri ve buradaki arkadaşlarımla yaptığımız çalışmalar beni çok mutlu ediyor. Aynı üniversitede öğrencilerime Çelik Yapılar’ı anlatırken duyduğum mutluluk gibi.Bir akademisyen olarak çelik yapılar fanatiği olmadığımı söyledim, ama bir taraftar olarak aynı sözü söyleme durumunda değilim. Ben koyu bir FENERBAHÇE fanatiğiyim…