Değerli Konuklar,
“Hepinizi İstanbul’da ağırlamak büyük bir zevk. Bu kadim şehir; Roma, Doğu Roma ve Osmanlı İmparatorluğu olmak üzere üç imparatorluğun başkentiydi ve Avrupa ile Asya arasında doğal köprü vazifesi görmesine ilave olarak İstanbul Boğazı üzerinde üç çelik köprü yer almaktadır. Tarihinde de olduğu üzere İstanbul hala Türkiye’nin ticari, finansal, kültürel ve sosyal merkezi olmaya devam etmektedir.
Köprüler tarih boyunca insanların ilgisini çekmiş, sanat ve bilimin, iyi mimarinin, mühendisliğin ve ticari becerilerin sembolü haline gelmiştir. Köprüler ayrıca insanlar, topluluklar ve halklar arasındaki bağı da simgelemektedir. Stratejik ve taktik köprüler, güç gösterme yönünden öneme sahiptir. Dolayısı ile köprü yapımı, üst düzey bir meslek olarak gösterilmektedir. İlk köprüler doğal köprüler, tek taş kütlelerinden oluşan köprüler, ip köprüler ve dere geçişleri üzerindeki ahşap kirişler de dahil olmak üzere taş ve ahşap köprülerdir. 18. yüzyıla kadar köprü inşaatı, önceki kuşakların deneyimlerini esas alan tipik bir zanaatti. Bu konuyla ilgilenen kişiler, doğanın güçlerine dair takdire değer bir anlayış geliştirmişlerdi. Bu temelde, köprü inşaatı işlerinde dayanak olacak empirik inşaat kuralları ortaya koymuşlardı.
18. yüzyılın ortalarında köprü inşaatlarında öncelere kıyasla daha bilimsel bir yaklaşım kullanılmaya başlandı. Demir ve çeliğin ticari ölçekte üretimi yeni olasılıklar sundu. Ilk demir köprü olan Coalbrookdale Köprüsü 1779 yılında inşa edildi. Bu köprü, demirin yapısal bir madde olarak kullanılmasıyla birlikte Endüstri Devrimi’nin gidişatını değiştirdiğinden mühendislik tarihinde bir dönüm noktasıdır ve halen kullanılmaya devam etmektedir.
Her ne kadar demirin batı dünyasındaki köprülerde ilk kez
kullanıldığının kaydı 1779 yıllarına dayansa da, demirin yapısal bir malzeme olarak baskın bir konuma gelmesi 1830 ile 1880 yılları arasında olmuştur. Demir makaslar, ahşap köprülerin yerini almıştır. Dökme demir ilk defa kemerli köprülerde kullanılmıştır. Basınç elemanları için dökme demir ve çekme elemanları için dövme demir kombinasyonu ilk defa makaslı yapılarda kullanılmıştır, ancak 1840 yılından sonra, özellikle demiryolu köprülerinde, yalnızca dövme demir kullanılmıştır.
Köprü inşa işleri, demiryollarının tüm dünyada yaygınlaşması ve ivmelenerek devam eden metalurjik gelişmeler ile birlikte 20. yüzyılda çeliğin tüm dünyada rakipsiz bir yapısal malzeme haline gelmesi ile süratle artmıştır. Görünüşe göre içinde bulunduğumuz yüzyıl, çeliğin birinci derecede önemli olduğu göz önüne alındığında çelik yapıların çağı olacaktır.
İstanbul, bir köprü sempozyumu organize etmek için en iyi yerlerden biridir ve “Çelik Köprüler Sempozyumu” bize mimarlar, yapısal mühendisler, tasarımcılar, çelik üreticileri ve inşacılar ile çevresel psikologlar, şehir planlamacıları ve çevreciler için çelik köprülerdeki yeni ufukları tartışmak amacı ile bir araya gelme fırsatı ve misyonu sağlamıştır.
Çelik, artan insan nüfusu zorlukları altında ortak kentsel ve metropol hayatlarımızı şekillendirmek ve “birbirine bağlamaya” devam etmek için gerekli olan fütürist malzemedir. Bu sebeple, bu Sempozyum’un ana gerekçesi çeliğin geliştirilmesi ve inşaat sektöründe teşvik edilmesidir.
Sempozyum için 36 ülkeden 170 Özet elimize ulaşmış ve bunlardan 95’i kabul edilmiştir. “Çelik Köprüler Sempozyumu Bildirgesi” dahilinde 80 adet seçilmiş makale ve açılış konuşmaları yer almaktadır. Ana tema konuşmacıları Danimarka’dan Prof. J. GIMSING ile Türkiye Karayolları Genel Müdürlüğü’nü temsilen inşaat mühendisi Sayın Nehir GÜNGÖR’dür.
Önümüzdeki üç gün boyunca uluslararası bir sempozyumu gerçekleştireceğiz. Umarız bu geceki Sempozyum Yemeğimiz sırasında Marmara Denizi ve Boğaz gezisinden keyif alırsınız. Yarın öğleden sonra Avrupa Çelik Tasarım Yarışması ve Avrupa Çelik Tasarım Öğrenci Yarışması kazananları ödüllerini alacak. Ayrıca umarız yarın akşam Adile Sultan Yalısı’nda gerçekleştirilecek Gala Yemeği için hala kayıt yaptırmayanlar, kayıtlarını yaptıracaklardır.
Çarşamba ve Perşembe günleri ECCS toplantıları gerçektirilecektir. Ayrıca Çarşamba günü Üçüncü Boğaz Köprüsü’ne teknik bir gezi yapılacaktır. Akşamında ise Wyndham Otel’de Başkanlar ve Direktörler Yemeği yapılacaktır. Son olarak Perşembe ve Cuma günlerinde haftamız HISTWIN Atölye Çalışması ile sona erecektir.
SBIC 2015 “Çelik Köprüler Sempozyumu”, Türkiye’de yapısal çeliğin büyüyen gücünü gösterecek şekilde çelik endüstrisinin başlıca kuruluşlarından destek almıştır. Organizasyon komitesi adına, sempozyumumuza verdikleri cömert desteklerden dolayı teşekkür etmek istiyorum.
Ayrıca bu etkinliğin planlanması ve hazırlık aşamasında görev alan herkese, açılış konuşmacılarımıza, makaleleri hazırlayanlara, editörlere, bilim komitesine, organizasyona yardımcı olan herkese, destek veren organizasyonlara, sempozyum ve oturum başkanları ile sempozyum sekreteryasına da teşekkür etmek istiyorum.
Hepimiz farklı kültürel geçmişlerden geliyoruz ve zengin bir deneyim ve fikir birikimine sahibiz. Dolayısı ile birbirimiz ile paylaşacağımız ve birbirimizden öğreneceğimiz çok şey var. Hepimiz ECCS tarihinin geçtiğimiz 60 yılı boyunca gelenek olduğu üzere çelik kadar sağlam olacak şekilde daha güçlü ve daha yaratıcı bir gelecek inşa etme gayreti içerisinde olduğumuzdan, bu etkinliğin aramızdaki sinerjiyi arttıracağına inanıyoruz.
Açık yüreklilikle İstanbul’da üretken ve zevkli vakit geçireceğinizi umuyorum.