TR|EN
Actual Content
Steelorbis
Depreme Dayanıklı Binalar
Newsletter
Tevfik Seno Arda Lisesi
Publications > Çelik Yapılar
Sayı: 90 - Eylül - Ekim 2024

Ajandam




DEPREME KARŞI ÇÖZÜM: ÇELİK YAPILAR



Geçen yıl 6 Şubat Kahramanmaraş ve 20 Şubat Hatay Depremleri’nden sonra, çeyrek asırdır yayın hayatını sürdüren Çelik Yapılar dergimizde Sayı 80’den (Ocak – Şubat 2023) itibaren iki ayda bir yayımlanan 7 sayımızda gerek sektör gerek kamu gerekse üniversiteler için deprem ile ilgili deneyimlerimizi ve önerilerimizi “Ajandam” yazılarımızda paylaştık. Çelik Yapılar’ın 88. (Mayıs-Haziran) sayısında “Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesine Nasıl Gelindi?” yazımızla ve ardından 89. (Temmuz-Ağustos) sayımızda “Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi” konulu yazılarımızla Kahramanmaraş Depremi sonrasında alınan derslerin ve çözümün depremden yıkılmayacak yapılar yapmak olduğuna ilişkin önerilerin paylaşılması için düzenlediğimiz Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi hakkında bilgi verdik.
H. Yener Gür’eş

Türk Yapısal Çelik Derneği Yönetim Kurulu Başkanı




Böylece, 14 Şubat 2023 tarihinde Türk Yapısal Çelik Derneği (TUCSA) tarafından düzenlenen “Deprem Dirençli Yapılaşma” toplantısının; OSTİM Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Aydın Bey’in daveti üzerine 11 Mart’ta OSTİM OSB’de geniş bir katılımla yapılan toplantı ve sonrasında yapılan çalışmalarla nasıl zirve haline evrildiği özetlendi. Sonuç olarak “Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi (DDYZ)” TUCSA tarafından; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile koordineli olarak ve OSTİM OSB, OSTİM Teknik Üniversitesi ve Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) destek ve yardımlarıyla 30 Eylül-1 Ekim 2024 tarihlerinde Ankara’da, OSTİM Teknik Üniversitesi konferans salonunda gerçekleştirildi.



Bugün burada, zirvenin önemli çıktılarını paylaşacağız.



1. Depremin bilançosuna baktığımızda;

a. 262.475 betonarme, beton prekast prefabrik ve yığma yapı göçtü veya sonradan yıkıldı.

b. Deprem sonrasında yayımlanan resmî rakamlara göre; yaklaşık 50 binin üzerinde insanımız enkaz altında hayatlarını kaybetti.

c. Hiçbir çelik yapı göçmedi. Bu bir tesadüf değil, bugüne kadar üzerine yeterince eğilmeye vakit ayrılmayan bilimsel bir sonuçtu.



2.
TUCSA tarafından 2017 yılında hazırlanan ve TÇÜD vasıtasıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına sunulan, kamu yapılarının çelik taşıyıcı sistemli olmasının sağlayacağı avantajları da içeren “Depremde ve Kentsel Dönüşümde Çelik Yapılar Etüdü”nde de belirtildiği gibi, kentsel dönüşüm ve deprem için çözüm olanağı sunan çelik yapılara ilişkin devlet politikasının gözden geçirilmesine ihtiyaç vardır.



3
. Ülkemizde yapılmaya başlanan, bazı çevrelerde konteyner tipi geçici yapılarla karıştırılan Modüler Çelik Yapıların seri imalata (otomotiv sektörü gibi) geçmesi halinde yılda 300 bin konut yapmak mümkün olabilecektir. Fabrika ortamında denetimli bir şekilde imal edilecek, kentsel dönüşüm ve deprem bölgesinde süratle monte edilebilecek ve depremde yıkılmayacak bu yapı türünün de teşvikine ve organize edilmesine ihtiyaç vardır. Bu gelişim, dünya pazarlarında da artan talebin karşılanmasına, ülkemizin yapı malzemesi yerine katma değeri yüksek bitmiş yapı ihraç etmesine olanak sağlayacaktır.



4.
Geleneksel çelik taşıyıcı sistemli yapılar aşağıdaki yapı tipleri için önemli avantajlar sağlamaktadır;

a. Özellikle deprem esnasında faaliyetine devam etmesi gereken [Kesintisiz kullanım performans düzeyinde] hastane, hava meydanları, okul, güvenlik yapıları vb. kamusal yapılar,

b. Afetten sonra açık kalması gereken hayat yolları (lifeline) üzerindeki tüm yapılar,

c. Can güvenliğini esas alınan [Sınırlı hasar veya kontrollü hasar performans düzeyinde] konut tipi yapılardan özellikle yüksek (high-rise) ve orta yükseklikte (mid-rise) yapılar.



5. Depremde ağır hasarlı sanayi yapıları yıkılmak zorunda kalırken, çelik taşıyıcı sistemli yapılar, tüm çelik taşıyıcı sistem elemanlarının değiştirilebilir olma özelliğinden dolayı hasarlı çelik yapılar kısa sürede onarılarak ekonomik faaliyetlerine geri dönmüşlerdir. Depremden kaynaklanan gerek ekonomik kaybın en az seviyeye indirilmesi, gerek bölgedeki yaşamın süratle normale dönebilmesi açısından deprem bölgelerindeki sanayi yapılarının çelik taşıyıcı sistemli olması büyük önem taşımaktadır.



6. Özellikle betonyerlerin ve işçiliklerin kolay ulaşamadığı taşra bölgelerinde hafif çelik yapılar ile yapılan köy evleri bu depremden sonra önemli yararlar sağlamıştır. Burada, ülkemizde çok sayıda hafif çelik yapı imalatçısının olmasının avantajları da görülmüştür.



7. Günümüzde çelik yapılar; gelişen teknoloji sayesinde korozyona ve yangına karşı güvenli, yaşam döngüsü hesaba katıldığında, diğer yapı türlerinden daha kolay denetlenebilir ve daha ekonomiktir.



8. Hadde çelik - hafif çelik (kalınlığı 0,8-3 mm), hadde çelik - modüler çelik (Antakya Müze Otel gibi), çelik-ahşap, çelik-beton karma yapı (kompozit) sistemleri farklı koşullara uygun çözüm üretilmesi açısından da yarar sağlamıştır. Karma yapılarla ilgili olarak “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”ne (TBD 2018) açıklamalar getirilmesine ve/veya bu konuları kapsayan rehber doküman hazırlamasına ihtiyaç vardır.



9.
Hafif çelik yapılar ve modüler çelik yapıların tasarım, hesap ve yapım esaslarına dair yönetmelik hazırlanmasına ihtiyaç vardır. Bunun için; “Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği”nin 10. Bölümünde (Deprem Etkisi Altında Hafif Çelik Bina Taşıyıcı Sistemlerinin Tasarımı için Özel Kurallar) olduğu gibi akademisyen ve sektördeki (sektör teknik komitelerindeki) uzmanlardan oluşan bir karma komisyon tarafından hazırlanmasında yarar vardır.



10.
Sismik izolatör ve sönümleyicilerin kullanılması da binaların deprem güvenliğini artırıcı yararlar sağlamaktadır. Bununla birlikte, mevcut performansı müsait olan binaların güçlendirilmesi gerek ekonomiklik gerek depreme karşı önlemlerin süratle alınması açısından da avantaj sağlamaktadır.



25. Yapısal Çelik Günü


Türk Yapısal Çelik Derneğinin, İstanbul’da İTÜ yerleşkesinde gerçekleştirdiği ECCS Yıllık Toplantıları ve “Steel Structures of the 2000’s” uluslararası konferansıyla birlikte 2000 yılında başlattığı Yapısal Çelik Günleri bu yıl çeyrek yüzyılı dolduruyor. Bu kadar uzun ömürlü olmasının temel nedeni, vizyoner bakış açısıyla sektörün ihtiyaçlarına göre kendisini geliştirmesi ve yenilemesi oldu.



TUCSA tarafından 2000 yılında başlatılan Yapısal Çelik Günleri, geçen 24 yıl içinde sektörün tüm ilgililerini Yapısal Çelik Günlerinde buluşturdu. Yıllar içinde kapsamı değişen ve gelişen Yapısal Çelik Günlerinde;

Çelik yapı projelerinin detayları ve teknolojideki gelişmeler izlendi,

Çok sayıda uzmanın yorumları dinlendi,

Kritik konular panellerde masaya yatırıldı,

Tanıtım alanlarında, firmalar tanıtımlarını yapıp iş ilişkileri geliştirdi,

Ödül törenleri ile sektöre hizmeti geçenler ödüllendirildi.



24 Yıl boyunca Yapısal Çelik Günleri, sektör paydaşlarını aşağıdaki mekânlarda buluşturdu:

2000-2009 yılları arasında ve 2012’de toplam 11 yıl İTÜ Maslak Yerleşkesinde,

2010 yılında ECCS Yıllık konferansıyla eş zamanlı olarak The Marmara Otelde,

2011 yılında Ekonomi Bakanlığı şemsiyesi altında gerçekleştirdiğimiz Uluslararası Çelik Yolu Zirvesi ile koordineli olarak CNR Fuar Merkezinde,

2013-2019 yılları arasında 7 yıl İstanbul Marriott Asya Otelde,

2020 ve 2021’de 2 yıl Covid-19 küresel salgını nedeniyle online olarak,

2022 ve 2023’te 2 yıl Yeditepe Üniversitesi İnan Kıraç Salonunda



Bu yıl 25. kez gerçekleştirilecek ve sektörü buluşturacak 25. Yapısal Çelik Günü https://yapisalcelikgunu.org web sitesinde yer alacak programa göre 4 Aralık 2024 Çarşamba günü yine İstanbul Marriott Asya Otel Balo Salonunda gerçekleştiriliyor. 25. Yapısal Çelik Günü kapsamında iki temel tema ele alacak: “Deprem Dirençli Yapılaşma” ve “İnşaatta Yapay Zekâ”. Birinci bölümde, 6 Şubat 2023 tarihli Kahramanmaraş Depremi’nden çıkarılan dersler ile bundan sonraki depremlerde 10 binlerce insanın ölmemesi, 100 binlerce binanın yıkılmaması, 100 milyarlarca dolar ekonomik kayıplara uğranmaması için neden tek çarenin, Japonya ve Amerika’daki gibi depremde yıkılmayacak deprem dirençli (resilient) yapılar yapmak olduğu konusu ile ülkenin çelik yapılar politikasına ilişkin görüş ve öneriler ele alınacaktır. Bu kapsamda, Deprem Dirençli Yapılaşma Zirvesi’nin çıktılarından bazıları tartışılacak ve detaylandırılacaktır. İkinci bölümde ise, gelişen teknolojinin ve yapay zekânın genelde inşaat sektörünü, özelde mimarlık ve mühendisliği nasıl etkilediğine ilişkin Türkiye’den ve yurtdışından uzmanların yorumlarını dinleme fırsatı olacaktır.



25. Yapısal Çelik Günü’ne; deprem dirençli (resilient) yapılaşma ile ilgili kamu kurumları ve yerel yönetimlerin, sektör paydaşı sanayicilerin, müteahhitlerin, akademisyenlerin, mimar ve mühendisler, araştırmacılar davetlidir. 25 yıldır gerçekleştirilen bu geleneksel etkinlik; sektöre ilişkin yeniliklerin paylaşılmasının yanında, iletişim ağı (networking) geliştirme ve tanıtım konusunda da önemli fırsatlar sağlıyor.



Katılımlar. Covid-19 salgın dönemi dışında yukarıda belirtilen çeşitli mekânlarda gerçekleştirilen Yapısal Çelik Günlerinde katılımcı/ziyaretçi sayısı 300-350 mertebesinde olurken geçen yıl toplamda 374 kişi olmuş, bazı yıllar 400’ün üzerine de çıktığı görülmüştür. Bu yıl toplantının tekrar alışılagelmiş İstanbul Marriott Asya Otelde yapılacak olması ve ulaşım kolaylıkları nedeniyle katılımcı sayısının artacağı değerlendirilmektedir.



Yapısal Çelik Günlerinin sektöre sağladığı diğer hizmetlerden biri de Gerçek ve Sanal Sergi / Tanıtım Olanaklarıdır. 25. Yapısal Çelik Günü süresince gerçek tanıtım noktaları fuayede yer alacak, sanal sergilemeye ise geçen yıllarda olduğu gibi bu yıl da web sitesinde kurulacak sanal sponsor (B2B) odalarında sözleşme tarihinde itibaren aktif olacaktır.



Gerçek sergi olanakları 2000 yılından itibaren 22 yıl boyunca kendini kanıtlamış, üyelerimizin ve paydaşlarımızın özlemle beklediği hem kuruluşların kendilerini tanıttıkları hem de özelikle öğrenciler için adeta kariyer günü gibi sorularına yanıt bulabilecekleri bir olanaktır.



2020-2021 yıllarında elde edilen deneyimle ve dijitalleşen dünyaya ayak uydurarak gerçekleştirilecek Sanal Sergi ile yapılacak bu karma sergi, artan izleyici sayısı, gelişen ve güncellenen içerik firmalara daha geniş tanıtım olanağı sunmaktadır.



Sponsorluk Koşulları’na aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz.

https://www.yapisalcelikgunu.org/docs/25.YCG_SponsorlukDosyasi.pdf



Deprem Çalıştayı ile Çelik Yapıların Sismik Tasarımı ve Güçlendirme Sempozyumu


Avrupa Yapısal Çelik Birliğinin (European Convention for Constructional Steelwork - ECCS) 2012 yılında Lizbon Portekiz’de yaptığı toplantıda, Tanıtım İcra Kurulu Başkanlığına (Promotion Management Board [PMB] Chairperson) seçilmesinin ardından TUCSA Başkanı H. Yener GÜR’EŞ; Avrupa’nın deprem riski yüksek ülkeleri (Portekiz, İtalya, Yunanistan, Türkiye, Bulgaristan ve Romanya) tarafından dönüşümlü olarak iki yılda bir Çelik Yapılar için Deprem Sempozyumu/Konferansı yapılmasını önermişti. ECCS’in yıllık toplantıları kapsamında 13 Eylül 2023’te Amsterdam’da yaptığımız “6 Şubat Depremi’nden alınan dersler” konulu sunumda ve 10-11 Eylül 2024 tarihlerinde Prag’da yapılan toplantılarda “International Conference on Seismic Design of Steel Structures and Retrofitting (SDSR 2025) [Çelik Yapıların Sismik Tasarımı ve Güçlendirme] konulu uluslararası konferansı 2025 sonbaharında İstanbul’da yapma önerimiz tekrarlandı.



Kabul gören önerimizle ilgili olarak, ECCS’in daveti üzerine TUCSA Başkanı ve Dr. Özgür KÖYLÜOĞLU, ECCS Genel Sekreteri ve TC13 (Deprem) Komitesi Başkanı ile 2 Ekim 2024’te online toplantı yaptılar.



Toplantı sonucunda, ECCS’in yıllık toplantılarının, kuruluşunun 70. yıl dönümünde “deprem” temasıyla ve yukarıda belirtilen uluslararası çalıştay ve konferans/sempozyumu da kapsayacak şekilde Ekim 2025’te İstanbul’da yapılmasına karar verildi. Bir günlük çalıştayın hedefi İstanbul’un depreme hazırlığı için yapılabilecekleri ECCS Deprem Komitesi (TC13), yerel yetkililer ve ilgililerle birlikte tartışmak ve sonunda teknik önerileri belirlemek olacaktır. Takip eden ve Dünya Çelik Birliği (WSA) ConstructSteel (Çelik Yapılar) uzmanlarının da davet edileceği konferans/sempozyum kapsamında, çelik yapıların sismik tasarımı ve güçlendirme konularındaki uluslararası bildirilere yer verilecektir.



Bu etkinliğin dışında, iki yılda bir yapılan ve 7-9 Eylül 2026’da Hindistan’da Yeni Delhi kentinde IIT Delhi’de gerçekleştirilecek olan STESSA 2026 [12th International Conference on the Behaviour of Steel Structures in Seismic Areas] konferansının 13’üncüsü olan STESSA 2028 için aday olduğumuzu bildirdik.



11. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumu Sonuçları


ECCS (European Convention for Constructional Steelwork) tarafından 10-11 Eylül 2024 tarihlerinde gerçekleştirilen TMB – PMB (Technical & Promotion Management Boards) ve Yönetim Kurulu ile Genel Kurul Toplantılarından sonra 12-13 Eylül 2024 tarihlerinde OREA Hotel Pyramida Prag’da 11. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumuna (11th International Symposium on Steel Bridges / https://steelbridges2024.com) katıldık. Çek Yapısal Çelik Derneği (CAOK) tarafından ECCS ve Prag Teknik Üniversitesi ile koordineli olarak düzenlenen Sempozyumda öne çıkan hususlar aşağıda paylaşılmıştır.



Sempozyum boyunca yapılan sunumlar 387 sayfalık Elektronik Tebliğ Kitabını (E-Proceedings) aşağıdaki linkten indirebilmektedir.

https://steelbridges2024.com/wp-content/uploads/2024/09/SB_SBORNIK_CELEK_Interaktivni_12_9_2024.pdf



Davetli konuşmacılardan, özellikle Çanakkale 1915 Köprüsünün tasarımcısı COWI adına konuşan Henri Polk’un “Latest developments in long span bridges” konulu sunumu ile Martin Ramberg’in “Rhine Bridge Leverkusen Design and Construction” konulu konuşmaları çok etkileyiciydi. Henrik Polk’un konuşması ve çağrıştırdıkları aşağıda paylaşılmıştır.



2022 yılında İstanbul’da yapılan 10. Uluslararası Çelik Köprüler Sempozyumunda da davetli konuşmacı olan Henrik Polk COWI’nin uluslararası büyük köprülerin mühendislik tasarımı teknik direktörüdür. Büyük köprülerden örnek verirken halen dünyanın en geniş orta açıklığına sahip Çanakkale Köprüsü; konuşmasının yaklaşık 2/3’ünü oluşturdu. Projenin mühendislik tasarımını yapan COWI firmasının sunumunda, teknik başarı öyküsünde bu kadar geniş yer alan ve COWI firmasının önemini gösteren Çanakkale Köprüsü konusunda biz Türkiye olarak neden bu kadar sessiz kalıyoruz sorusunu sormamızda yarar var. Boğazlar ve İzmit Körfezi üzerindeki beş büyük asma köprüsü olan ve 2022 yılında iki uluslararası ödül birden alan Türkiye’nin “Dünyanın çelik köprü yapımcısı ülke” iddiasını sürdürebilmesi için şu hususların değerlendirmesinde yarar olduğu kanaatindeyiz.



1.
İmalat ve montaj konusundaki başarılarımızın yanında, köprü teknolojisi konusunda daha çok akademik çalışma yapılmasına ve teknolojik altyapısını geliştirmesine ihtiyacı var.



2. Türkiye’nin çelik/kompozit köprü yapımı konusundaki başarıları ile imkân ve kabiliyetlerini dünya üzerinde daha iyi anlatmamız gerekiyor.



3. Bu sempozyumda ve daha önce 25 Mart 2024 tarihinde yapılan “Steel Temporary Bridges for Quick Infrastructure Repair after Catastrophic Events” konulu web semineri sırasında da görüldü ki, dünya üzerinde köprü konusunda ünlenmiş firmaların hemen hepsi unvanında “Bridge” kelimesini taşıyan ihtisas firmalar.



Bisiklet ve yaya köprüleri konusunda yapılan sunumlardan aşağıdaki ikisine değinmek istiyorum:



Sascha GRUBMULLER tarafından sunular “Sprung über die Emscher” bisiklet köprüsü İstanbul gibi kalabalık şehirler için de düşünülmesi gereken örnek bir proje olabilir. 6km veya daha uzun olan bisiklet köprüsü dere, göl/baraj ve ormanların üzerinden geçebileceği gibi, şehir içindeki işlek yolların ve/veya otoban yolların üzerinden de güvenli geçiş olanağı sağlayabilir. Sağlıklı yaşam ve sürdürülebilir dünya için bisiklet kullanımını arttırmaya yönelik bu şekildeki uzun bisiklet köprülerinin şehir planlamacıları, mimarlar odası ve inşaat mühendisleri tarafından da değerlendirilmesi uygun olacaktır.



Budapeşte’deki “Robinson” Pedestrian Bridge konulu sunum 168m uzunlukta dönen (virajlı) bir yaya/bisiklet yolu içeriyordu. Bu köprünün bir amacı da ağaçlara zarar vermeden ve iki kıyı arasındaki adacığı mesnet olarak kullanarak akarsuyun iki tarafı arasında hem işlevsel hem estetik bağlantıyı sağlamaktı.



Bisiklet ve yaya köprülerinin bir ülkenin sanatsal bakışını, estetik anlayışını ve sürdürülebilirlik düşüncesini yansıttığını göz önüne alırsak, ülkemizde yaya ve bisiklet köprülerinin çok gelişmeye ihtiyacı olduğu değerlendirilmekte, bu konuda karayolları genel müdürlüğü ve yerel yönetimler ile daha çok bilgi paylaşılması gerektiğine inanılmaktadır.



Demir yolu köprülerine neden öncelik verdiğimiz konusunda ise şu hususlar belirtilebilir. Dünyada ilk demir yolunun 1825’lerde İngiltere’de döşendiği, bir süre sonra ilk lokomotifin raylar üzerinde hareket etmeye başladığı, ilk tren yolcu taşımacılığı 1832’de Fransa’da, 1835’te Almanya’da başlamıştı. Avrupa’da bu yeni ulaşım aracı hızla yayılırken, Anadolu’daki ilk demir yolu hattı,1856 yılında yapımına başlanmış ve 1866 yılında işletmeye açılmış olan İzmir-Aydın hattıdır. İngilizler, ayrıca Adana-Mersin arasındaki demir yolu inşaatını da üstlenmişlerdir. Ayrıca, Fransızlar tarafından da inşa edilen demir yolları bulunmaktadır. Almanların Osmanlı İmparatorluğundaki demir yollarıyla ilgilenmeleri nispeten daha geç tarihlidir. Ancak Haydarpaşa Gar Binası gibi tarihi yapıları da içeren demir yolları yapmışlardır.



Osmanlı’nın son zamanlarında ve erken Cumhuriyet döneminde yapılan demir yollarında çok sayıda demir döküm ve çelik köprüler kullanılmış ancak günümüzde maalesef gelişmiş teknolojiler (yapay zekâ destekli kaynak teknolojileri gibi) kullanılarak yapılan çelik köprülerin avantajlarından (bakım sürelerinin uzatılması, köprünün yenisiyle kolayca değiştirilebilmesi veya taşıyıcı sistem elemanlarının değiştirilebilir veya takviye edilebilir olması gibi) yeterince yararlanılamamaktadır.



Yukarıdaki konuları da değerlendirmek üzere toplanacak Köprü Komitesinin çalışmalarından daha sonraki sayılarda bahsedilecektir.



Uygulamalı Çelik Yapı Projesi (UÇYAP) ve SteelPRO 2025 Öğrenci Yarışması

Daha önce 3 okul yapmış olan Boğaziçi Üniversitesi Yapı Kulübü (BÜYAP) tarafından bu yıl Hatay’da Yayladağı ilçesi Şenköy Mahallesinde, 8 derslikli bir orta okul yapılması için çalışma başlatıldı, mimari projesini Yüksek Mimar Pelin Düştegör hazırladı, statik hesapları konusunda Vefa Holding’ten Önder Kavuklu destek verdi. Ancak karşılaşılan bazı sorunlar, zamanın uzaması ve Milli Eğitim Müdürlüğünün okul ihtiyacının öncelik kazanması sonucunda projeyi dondurma kararı alındı.



TUCSA Yönetim Kurulu; Üniversitelerin mimarlık ve inşaat mühendisliği bölümü öğrencileri başta olmak üzere ilgili bölümlerdeki ve meslek yüksek okullarındaki (MYO) öğrencilerinin çelik yapılara özendirilmesi ve bu konudaki eğitimlerinin güçlendirilmesi amacıyla Uygulamalı Çelik Yapı Projesi (UÇYAP) çalışmasının 2025 yılından itibaren TUCSA koordinasyonunda yapılmasının uygun olacağı yönünde görüş belirledi.



2004 yılından beri yapılan Çelik Yapı Tasarımı Öğrenci Yarışmasının 21’incisi (SteelPRO 2025) de UÇYAP 2025 çalışması ile koordineli olarak planlanmaktadır.


Çelik Yapılar - Sayı: 90 - Eylül - Ekim 2024

Kendimizi Sınayalım

SORU 90

Üyelerimiz

BETEK BOYA
MİLATEK



© 2014 - Turkish Constructional Steelwork Associaton