1. Giriş
Türkiye’nin katma değerli ihracatına önemli katkılar sağlayan Türk Çelik Sektörü dünyada da kalitesi ile söz sahibidir. Türkiye’nin sektördeki etkin konumu bölgesel ve küresel dinamiklerle etkili bir iletişime sahiptir. Son dönemde Küresel Yeşil Dönüşüm hedeflerinin bölgemizdeki en önemli aktörü olan Avrupa Birliği (AB), Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamındaki çalışmaları ile çelik sektörü için bir dönüşümün habercisidir. Türkiye, çelik sektöründe nihai amaç olarak en düşük karbon salımına sahip üretim yöntemi “Yeşil Çelik” üretiminde de öncü rol oynayabilecek kapasite ve sektörel yetkinliklere sahiptir.
Türkiye, 2021 yılında birçok ülkenin kabul ettiği Paris Anlaşması’nı imzalayarak karbon salımının azaltılması konusundaki çalışmalara uyum sağlayacağını taahhüt etmiştir. Ülkemizin yakın ticari ilişkileri nedeniyle Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesindeki düzenlemelere uyum sağlanması kritik bir husustur. Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın uzantısı olarak Sınırda Karbon Düzenlenmesi AB tüzüğü açıklanmış ve Türkiye gibi AB ile yüksek ticaret hacmine sahip ülkeler için yerine getirilmesi gereken bir zorunluluk halini almıştır.
Karbon salımını azaltmanın etkili bir enstrümanı olan düzenlemede, çelik sektörünün öncelikli olması ve Türkiye’nin güçlü olduğu bu sektörde yeşil dönüşümde öncü bir rol oynaması durumunda; uluslararası pazarda fırsatlar sunabilecek ve rakiplerine karşı avantajlar elde etmesini sağlayabilecektir. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının “Türkiye’nin Sektörel Düşük Karbonlu Yol Haritası”na göre 2053 yılı itibarıyla çelik sektöründe %99 oranında emisyon azaltımı hedeflenmiştir.
2. Çelik Sektöründe Faaliyet Gösteren Firma ve Kuruluşların Avrupa Yeşil Mutabakatı Kapsamındaki Yükümlülükleri
AB Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM), 01 Ekim 2023’ten 31 Aralık 2025’e kadar bir geçiş dönemi uygulamaktadır ve 3 aylık raporlama yükümlülüğü getirmektedir. Raporda, AB’ye ihraç edilen çelik miktarının yanı sıra karbon salımı da belirtilecektir. Bu yükümlülükler, 1 Ocak 2026 itibarıyla çelik sektöründe ilave mali yükümlülükler olarak karşımıza çıkacaktır.
AB Tüzüğü, diğer sektörlerde olduğu gibi çelik sektörünün de karbon emisyonunun düşürülmesine yönelik bir dönüşüm ve dönüşümünü tamamlayamayan işletmeler için “Karbon Vergisi” olarak da ifade edilen bir ilave ödemeyi gündeme getirmektedir. Karbon salımını belirtilen eşiklerin altında tutamayan işletmeler; AB Emisyon Ticaret Sistemi vasıtası ile oluşturulan ve “tahsisat” olarak adlandırılan bir ödeme yaparlar. Her bir tahsisat (EU Emissions Trading System Allowance-EUA) şirketlere bir ton CO2 eş değerinde küresel ısınma potansiyeline denk gelen sera gazı alma hakkı vermektedir. Belirlenen karbon eşiğini aşan ve aşmayan işletmeler, oluşturulan karbon borsalarında birincil ve ikincil piyasalarda açık artırma usulü ile karbon ticareti yapmaktadır.
3. Demir - Çelik Sektöründe İşletmelerin Yapması Gerekenler
3.1. Avrupa Yeşil Mutabakatı Çerçevesinde Hesaplama ve Doğrulamanın Yapılması
Yeşil Mutabakat Çerçevesinde Karbon Ayak İzi Hesaplaması ve Doğrulanması (ISO 14064)
Karbon Ayak İzi hesaplamasında, şirketlerin faaliyetlerinin neden olduğu sera gazı emisyonlarının miktarını ölçülmektedir. Bu standart ayrıca bir kuruluşun sera gazı envanterinin tasarımı, geliştirilmesi, yönetimi, raporlanması ve doğrulanması için gerekli şartları da kapsar. ISO 14064 serisi standartlar, tarafsız bir sera gazı programıdır.
Enerji Yönetim Sistemleri Ölçümü (ISO 50001)
ISO 50001 Enerji Yönetim Sistemi, sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmada önemli bir araçtır. Enerji verimliliği arttıkça, kaynaklar daha az tüketilir ve doğal kaynaklar korunur. ISO 50001 sistemi uygulanmaya başlanıp belli bir süre geçtikten sonra ISO 50001 alanında belge vermeye yetkili akredite bir belgelendirme kuruluşuna başvuruda bulunulmalıdır. Belgelendirmenin birinci aşamasında denetim planlanır. Denetimde eksiklikler tespit edilmiş ise düzeltici faaliyetler gerçekleştirildikten sonra ISO 50001 ikinci aşama denetimi gerçekleştirilir.
Su Ayak İzi Hesaplaması
Organizasyonların, su kullanımının çeşitli aşamaları boyunca oluşan su ayak izinin belirlenmesidir. Su ayak izi, üretimde harcanan suyun sadece miktarını belirtmekle kalmayan, aynı zamanda türünü ve nerede/ne amaçla harcandığını da belirten bir göstergedir.
3.2. Sürdürülebilirlik Raporlaması
Avrupa Birliği (AB), Avrupa Yeşil Mutabakatı hedeflerine ulaşılması için sürdürülebilirlik hususlarını finans sektörünün ayrılmaz bir parçası haline getirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle; çevresel, sosyal ve yönetişimsel (Environmental, Social, and Governance - ESG) hususların dikkate alınmasını vurgulamaktadır. ESG değerlendirmeleri nicel ve nitel verilerin sentezini yaparak şirketinizin çevresel, sosyal ve yönetişimsel performansını ortaya koymaktadır. Global olan tüm işletmelerin performanslarını değerlendirmelerine ve sonuçları finansal raporlamaya benzer şekilde açıklamalarına olanak tanıyan GRI Sürdürülebilirlik Raporlama Kılavuzları kullanılmaktadır. Sürdürülebilirlik raporu hazırlanırken, sürdürülebilirlik standartlarını dikkatle ele alarak Uluslararası Entegre Raporlama Komitesi (IIRC) tarafından oluşturulan yönergeler veya Dow Jones Sürdürülebilirlik Endeksi (DJSI) gibi sıralama araçlarından faydalanılmaktadır.
3.3. Sera Gazı Emisyonları ve Karbon Ayak İzi Azaltma İşlemleri
Çelik sektöründe karbon azaltılması için “Yeşil Çelik” kapsamında üretim yöntemlerinde bir dönüşüm amaçlanmaktadır. Dekarbonizasyon olarak nitelendirilen bu yöntemler; hidrojen kullanımı, karbonun depolanması, biokütle kullanımı, hurda kullanımının yaygınlaştırılması gibi üretimdeki salımı azaltmaya yönelik adımlardır. Üretim yöntemleri ile karbon salımının azaltılması uzun ve kapsamlı bir süreçtir. Bu nedenle Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında karbon ticareti, karbon ofsetleme ve karbon kredisi gibi çözümler ile çelik sektöründe ticari ilişkiler sürdürülmektedir. İşletmeler, azaltamadıkları karbona karşılık karbon borsasından sertifikalar satın alabilirler. Ayrıca karbon yakalama, depolama, karbon emilimi için bitkilendirme ve ağaçlandırma vb. yöntemler ile salımı yapılan karbon dengelenmeye çalışılabilir.
4. Sektördeki Firmaların Yeşil Mutabakat Çerçevesinde Faydalanabileceği Hibe ve Teşvikler
Dünya Bankası, Yeşil Dönüşüm sürecini etkin hale getirmek amacıyla T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB ve TÜBİTAK tarafından toplam 450 Milyon USD bütçe ile Türkiye’deki sanayi firmaları için Türkiye Yeşil Sanayi Projesi’ni (2023-2029) hayata geçirdi. Demir - Çelik Sektörü, AB tüzüğünde yer alan diğer dört sektör gibi getirilen yükümlülüklere tabi olmakla birlikte Dünya Bankasının sunduğu desteklerden TÜBITAK, KOSGEB, T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı projeleri ile faydalanabilmektedir.
KOSGEB için 250 milyon USD, TÜBİTAK için 175 milyon USD, T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı için 25 milyon USD destek belirlenmiştir.
Yeşil Dönüşüm süreçlerinde desteklerin özel sektör kuruluşları için geri ödemeli, kurumlar (üniversite ve araştırma altyapıları) için ise %100 hibe olarak verileceği belirtilmiştir.
KOSGEB aracılığı ile KOBİ'lere destek kapsamında; yenilenebilir enerji, kaynak verimliliği, atık yönetimi, döngüsel ekonomi alanlarındaki faaliyetler desteklenecektir. Bu destekler 2023.01-Sanayi KOBİ’lerinin Güneş Enerjisi Yatırımları ve 2023.02-Sanayide Temiz ve Döngüsel Ekonomi Proje konuları ile işletmelere kullandırılacaktır.
TÜBİTAK ise verilecek destekler hususunda Türkiye'deki firmalardan beklentisini projelerde yeşil inovasyon faaliyetlerinde bulunmaları şeklinde ifade etmiştir. Projeler üç başlıkta yer almaktadır.
1831 - Yeşil İnovasyon Teknoloji Mentörlük Desteği: KOBİ’lerin, Yeşil Dönüşüm mevzuatlarına uyum kapsamında gereklilikleri karşılamak üzere alacağı teknik yardım hizmetlerini kapsamaktadır. KOBİ’lerin uzman kuruluşlardan alacakları hizmetin %90’ı hibe destek olarak TÜBİTAK tarafından karşılanacaktır. Destek süresi 6 ay olup proje bütçesi üstü limiti 210 bin ₺ olarak belirtilmektedir.
1832 - Sanayide Yeşil Dönüşüm Desteği: Mikro/küçük ölçekli kuruluşlar için 7,5 milyon ₺, orta ölçekli kuruluşlar için 12 milyon ₺, büyük ölçekli kuruluşlar için 22,5 milyon ₺ proje bütçesi üst sınırı olarak belirtilmektedir. Proje desteği, firmaların yeşil dönüşüm faaliyetlerine yönelik Teknoloji Hazırlık Seviyesi (THS) 5 - 9 aralığını kapsayan prototip geliştirme ya da iyileştirme, validasyon ve sertifikasyon testleri, yerinde uygulama, ölçeklendirme, demonstrasyon ve saha denemeleri çalışmalarını içermektedir.
1833 - Sayem Yeşil Dönüşüm Desteği: Türkiye’nin yeşil büyümesine katkı sağlayacak katma değeri yüksek ürün veya ürün gruplarının geliştirilmesi için teknoloji ekosistemlerinin (Sanayiye Yönelik Ar-Ge ve Yenilik Ağları) oluşturulması hedeflenmektedir. Platformlar aracılığıyla “Ürünleştirme Yol Haritaları”nın oluşturulması ve bu yol haritaları çerçevesinde yeşil dönüşüme yönelik ürün veya ürün grubu geliştirilmesine yönelik THS 5 - 9 aralığındaki faaliyetler desteklenmektedir. Programın süresi 36 ay olup 300 milyon ₺/platform bütçeye sahiptir. KOBİ ölçekli kuruluşlar için 15 milyon ₺, büyük ölçekli kuruluşlar için 60 milyon ₺ ve kurumlar için 10 milyon ₺ destek sunulmaktadır.
Dünya Bankasının diğer bir destek yöntemi T.C. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından yürütülmekte olup Proje Yönetimi, İhtiyaç Analizi, Kapasite Geliştirme, Yeşil Sanayi Akademisi, Yeşil İzleme Sistemi ile Tanıtım ve Yaygınlaştırma kabiliyetlerinin artırılmasını hedeflemektedir.
Aynı zamanda Yeşil Mutabakata Uyum Projesi Desteği kapsamında şirketlerce alınan danışmanlık hizmeti giderleri; 5 yıl süresince %50 oranında ve toplamda 10 milyon ₺’ye kadar T.C. Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenmektedir.